İSAR Tıp ve Ahlak Çalışma Grubu’nun Türkiye Diyanet Vakfı İSAM Konferans Salonu’nda düzenlediği Sağlıkta İsraf Sempozyumu çok sayıda akademisyen, sağlık yöneticisi, doktor, öğrenci ve vatandaşın olduğu oldukça yoğun bir katılımla gerçekleştirildi. Toplamda 4 oturum şeklinde ilerleyen sempozyum açılış konuşmaları ile başladı.
Açılış konuşmalarında Prof. Dr. İhsan Karaman sağlık harcamalarının belirli normlar belirlenerek denetlenmesiyle değerlerimize uygun bir hale getirilmesi gerekliliğine dikkat çekti.
2006 yılında ilaca ayrılan pay 6 milyar dolar iken, bugün 15 milyar dolar. Bunun somut bir göstergesi
olarak hastane depolarında zamanı geçmiş yüzlerce kutu ilaç mevcut.
Açılış konuşmalarından sonra İstanbul Sağlık Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Dokucu 2006 yılında ilaca ayrılan payın 6 milyar dolar iken, bugün Sağlıkta İsraf Sempozyumu 15 milyar dolar olduğuna ve bunun somut bir göstergesi olarak hastane depolarında zamanı geçmiş yüzlerce kutu ilacın bulunduğuna dikkat çekerek ne insan kaynağını, ne parasal kaynağı, ne de zamanı böyle hoyratça kullanmamamız gerektiğini belirtti ve sorunların çözümü için öncelikle farkındalığın arttırılması gerektiğini vurguladı.
“İnsanın davranışını değerler yönlendirir.” diyen Prof. Dr. Recep Şentürk modern dönemle birlikte hastanelerin de hekim-hasta ilişkisine dahil olması üzerine bu bağın kişisel düzeyden devlet düzeyine çıktığını belirtti ve sosyal devlet anlayışı sonucu devletin üstlendiği sağlık harcamalarının belirli değerler kapsamında denetlenmesinin, yönlendirilmesinin ve sınırlandırılmasının gerekliliğine vurgu yaptı. İlk iki sunumun ardından salondan gelen bir katkıda, hekim-hasta ilişkisinin son düzenlemelerle daha hukuki bir ilişkiye döndürüldüğü ve hekimin uyguladığı tetkiklerin sonradan açılan davalarda delil olarak kullanıldığı belirtildi. Bunun da hekimin hastaya daha korkarak yaklaşmasına ve ilaç kullanımında israfa gitmesine sebebiyet verdiği söylendi.
İnsanın davranışını değerler yönlendirir.
Cihaz ve test israfı önemli boyutlarda
Sonraki sunumda Prof. Dr. Recep Öztürk kanıta dayalı tıbbın önemine değindi. Cihaz ve test israfının önemli boyutlarda olduğunu söyledi ve akılcı laboratuar kullanımının ehemmiyetinin altını çizdi.
Dr. Osman Ayyıldız tebliğinde ekmek israfının medyada belirli zaman aralıklarla tekrar tekrar dile getirilmesinin, insanların bu soruna karşı olan hassasiyetlerinde eksilmeye sebep olduğunu vurguladı. Ayyıldız, “Ekmek israfına dönersek, herkes zaten israf ediyor psikolojisine girer insanlar. O zaman hiç başlamayalım.” diyerek, çözümün “hattı müdafaa yerine sathı müdafaa,
sağlıkta israfı önlemek yerine; tasarruf ve iktifa kültürü” anlayışında olduğunu belirtti ve evinde ekmeği israf eden kişinin, hastanede enjektörleri zayi etmeyeyim diye hassasiyet göstermeyeceğinin altını çizdi. Ayyıldız, öncelikle ahlak ve maneviyat ile birlikte tasarruf kültürünün yerleştirilmesi gerektiğini belirtti.
Tüketilen Terminoloji: Sağlıkta İsraf Kavramının İsrafı
Sağlığın İsrafı
İkinci oturumun ikinci konuşmasını “Sağlığın İsrafı” başlıklı tebliği ile Uzm. Dr. Hasan Çağıl insanların insani fıtratlarına uygun hareket ederlerse ekonomik olarak zaten tasarruf etmiş olacaklarını belirten Çağıl, akılcı ilaç kullanmaya bakmak yerine, ondan önce, ilaç kullanmamaya bakmak gerektiğinin altını çizdi. Hekimlerin, sağlığın israfı hususunda büyük rol oynadıklarını
vurgulayan Çağıl, “ne olur, ne olmaz” anlayışıyla neredeyse hekimlerin tümünün ilaç yazdığını söyledi. Çağıl, “Sağlığın israfında hem vatandaşların bilinçlendirilmesi, hem onları eğitme açısından, hem de uygulamalarımızda yapmış olduğumuz hatalarımızı düzeltme açısından en büyük sorumluluk hekimlerindir.” diyerek sunumunu tamamladı.
Tıp İsrafı başlıklı tebliği ile Dr. Öğr. Üyesi Murat Dinçer Çekin “birçok durumda organizma tedavi sayesinde değil, tedaviye rağmen iyileşiyor.” diyerek, ilaçla tedavinin normal değil anormal bir durum olduğuna dikkat çekti ve sağlık kurumuna
başvuranların %20’ye yakınının daha önce tıptan zarar gördüğü için başvurduğunu belirtti. Çekin, hekimlerin hastalar üzerinde tutumunun hastalara ilacı adeta bir sorumluluk, bir görev olarak benimsettiğini ve bu durumun tamamen ilaca bağımlı insanlar meydana getirdiğini söyledi.
Birçok durumda organizma tedavi sayesinde değil, tedaviye rağmen iyileşiyor
Sağlıkta İsraf Sağlıktan İsraf mıdır?
Batı ülkelerindeki tedavi yöntemlerinin uygulanma
kurallarının israf ve tasarruf açısından ülkemizle karşılaştırılması
Sağlık Hizmetlerinde Tahsisat Verimliliği ve Operasyonel Verimlilik
Öğle arasının ardından Prof. Dr. Selami Albayrak’ın başkanlığını yaptığı üçüncü oturuma geçildi. Üçüncü oturumda Prof. Dr. Volkan Tuzcu Türkiye’de mevcut bulunan ihale sisteminden ötürü hekimin hasta üzerinde istediği malzemeyi kullanamadığına dikkat çekti. Tuzcu, tebliğine israfı önlemede denetlemenin çok önemli olduğunu ve sağlık personelinin de moralinin çok bozuk olduğunu belirtti. Sonraki tebliğde Prof. Dr. Haydar Sur verimliliği farklı tanımları ile ele alarak, bu tanımlamaların verimliliği uygulayan birime göre değişeceğini belirtti. Sur, ülke çapında verimlilik analizini inceleyecek çalışmaların yapılmasının gerekli olduğunu söyledi. Günün son oturumunda Prof. Dr. Nihat Erdoğmuş sağlıkta israf konusunun görünmeyen yüzü olan yönetim ve organizasyonu inceledi. Sadece finansal boyutta başarıyı değerlendirmeyi dikiz aynasına bakarak araba kullanmaya benzetti ve “Bu anlayış nerede olduğunuzu gösterir ama nereye gittiğinizi göstermez.” dedi. Erdoğmuş, uzmanlara yönetsel eğitim verilmemesinin birçok olumsuz sonuç doğurduğunun altını çizdi. Sempozyumun son konuşmasını da Hidayet Şahin yaptı. Şahin israfı önleme adına doğru politika koymadan, hedef belirlemeden, planlama yapmadan sadece bireyin davranışının değişmesini bekleyerek sorunu düzeltmeye çalışmanın hayal olduğunu belirtti.
Değerlendirme konuşmasında Prof. Dr. Recep Öztürk aslında içimizde var olan değerlerimizi hatırlamamızın israf sorununu çözmedeki metodu oluşturacağını vurguladı. Mevcut sorunlardan ve bu sorunlara çözüm getirecek işlerden kısaca bahseden Öztürk, konuşmacıların tebliğlerindeki önemli noktaların altını çizerek, genel bir değerlendirme ile sözlerini tamamladı.