Objektif ve bilimsel bakış açılarının interdisipliner bir usul ile buluştuğu kitap süt anneliğinin tarihinden, etik boyutuna ve sosyolojisine, Osmanlı’daki uygulamalarından genetik boyutlarına, küresel konjonktürden Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüşlerine dek geniş bir perspektifi okuyucuya sunmaktadır.
Hepimizin bildiği üzere bebeklerin beslenmesinde en önemli besin maddesi anne sütüdür. Günümüz dünyasında birçok bebek yeterli beslenemediği için kaybedilmekte özellikle bu kayıpların sebepleri irdelendiğinde en önemli nedenin erken doğan bebeklerin yeterli beslenememesinden kaynaklandığı görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün verilerine göre, dünyada her yıl 15 milyon gebeliğin erken doğum ile sonuçlandığı ve ortalama 1 milyon erken doğan bebeğin öldüğü saptanmıştır. Türkiye’de ise her yıl yaklaşık 1 milyon 340 bin bebek doğmakta ve doğan bebeklerin 1000’de 13’ü ise ölmektedir. Özellikle doğum ağırlığı 1500 gr altındaki bebeklerin beslenebilmesi ve dolayısıyla hayata tutunabilmesi için anne sütünün tek besin maddesi olması gerektiği son çalışmalarda açıkça ortaya konmuştur.
Erken doğum sebebiyle anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda veya çeşitli sebeplerle bebeğini besleyemeyen anneler için batı dünyası süt bankalarını kurmuş ve yaygınlaştırmış iken bizim gibi İslami hassasiyetlere sahip toplumlarda bu konuya verilecek cevap daha girift bir hal almıştır. Zira İslam dini, aynı anneden süt emen bebekler arasında Süt Kardeşliği, emziren ile emen arasında Süt Akrabalığı tesis etmiştir. Bu durum özellikle evlilikler ve mahremiyet açısından önemli bir sorun teşkil eder. Bu karmaşık durumda süt akrabalıklarının rastgele oluşmasını göze alamayıp hiçbir adım atmamakla mevcut hassasiyetleri yok sayarak tamamen rasyonel bir üslup ile süt bankaları kurmak iki uç görüşü oluşturmaktadır.
Bu iki farklı kutup arasında orta yolu bulmak, hem toplumun dini hassasiyetlerini göz önünde bulundurmak hem de binlerce bebeğin yaşamasını sağlamak için bir araya gelmiş akademisyenlerin katılımıyla 27 Aralık 2014’te İstanbul’ da gerçekleşen Süt Akrabalığı ve Süt Bankası Çalıştayı’nın ürünü olan kitabımızı okuyucularımıza sunmaktan mutluyuz.
Objektif ve bilimsel bakış açılarının interdisipliner bir usul ile buluştuğu kitap süt anneliğinin tarihinden, etik boyutuna ve sosyolojisine, Osmanlı’daki uygulamalarından genetik boyutlarına, küresel konjonktürden Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görüşlerine dek geniş bir perspektifi okuyucuya sunmaktadır.
Kitapta Prof. Dr. İlhan İlkılıç’ın “Anne Sütüne Antropolojik ve Etik Yaklaşımlar” adlı makalesi, Dr. Murat D. Çekin’in kaleme aldığı “Süt Anneliğin Tarihi”, Prof. Dr. Nil Sarı’nın “Osmanlıda Anne Sütü” başlılklı makalesi, Prof. Dr. Sertaç Arslanoğlu’nun “Türkiye’de Anne Sütü Bankasının Kuruluşu-İnanç ve değerlere uygun yeni bir model: Anne sütü merkezi” adlı makalesi Prof. Dr. Arif Kaygusuz’un “Anne Sütündeki Mikroorganizmalar ve Hücreler” adlı makalesi Doç. Dr. Davut İltaş’ın “Süt Akrabalığının Fıkhi Açıdan Değerlendirilmesi” adlı makalesi Prof. Dr. Ahmet Yaman’ın “Süt Bankası Oluşturulmasında Diyanet İşleri Başkanlığının Yaklaşımı” adlı makalesi ve Nazife Şişman’ın “Anneliğe, Anne Sütüne, Bebek beslenmesine sosyolojik Yaklaşımlar” adlı makalesiyle multidisipliner bir yaklaşım sergilenmiştir ve okuyucunun istifadesine sunulmuştur.