Bu çalışma, insanın doğumu ve ölümü üzerine tartışılan konular üzerine, konusunda uzman birçok ilim adamının makalelerinin derlenmesi sonucu oluşturulmuş bir eserdir. Birçok ilim adamının düşüncelerini ve görüşlerini bulundurması hasebiyle problemlere tek taraflı bakış açısını yıkmaktadır.
Karmaşık bir yapıya sahip olan insanın olduğu yerde birtakım problemlerin doğacağı kuşkusuzdur. Tıp ve teknoloji alanlarındaki gelişmeler sonucunda insan yaşamının uzamış olması bu problemleri had safhaya ulaştırmıştır.
İnsanı tanımlama sorunu, bilimsel olguların değil, “ahlaki kararların” meselesi olduğu için konuya ilişkin yaklaşımlar iki grupta toplanmaktadır: Seküler bir bakış açısı ve ilahiyat yaklaşımı. İlk yaklaşımdan hareketle insanı tanımlamaya çalışanlar kimi güçlüklerle karşılaşırlar; çünkü saf fiziksel varoluşumuzun gerisinde yatan ve bizi ‘biz’ yapan bir şey olmalıdır. Bu yüzden insanın ruhani boyutunu da ihmal etmemek gereklidir.
Öldükten sonra dirilip hesaba çekileceği inancına sahip olan Müslümanların işlerinin daha da zorlaştığı bir gerçektir. Zira yeni gelişmeler ister istemez dinî ve ahlaki değerlerin yozlaşmasına, bu alanlarda zaafların oluşmasına ve mümin bir kimsenin inandığı gibi yaşamasının zorlaşmasına sebep olmaktadır. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu şartlarda dinî yaşantısını muhafaza etmeye çalışan kişiyi “ateş korunu elinde tutan kimse”ye benzeterek dindar kalmanın zorluğunu ifade buyurmuştur. O halde mesele, Müslümanların inançlarının gereğine göre hareket etmelerini sağlamak adına problemlerin çözülmesiyle ilgilidir.
Allah’ın kitabında tüm güncel problemlere yönelik doğru yola götürecek deliller bulunmaktadır. Tabipler ve fukaha tarafından bu konuların tıp ve fıkıh perspektifinden ele alınması gerekir. Muasır fakihlerin bu meseleler üzerindeki şer’î yorumları, tabiplerin meselelerin hakikatine yönelik katkılarıyla mümkün olabilecektir.
Bu çalışma, insanın doğumu ve ölümü üzerine tartışılan konular üzerine, konusunda uzman birçok ilim adamının makalelerinin derlenmesi sonucu oluşturulmuş bir eserdir. Birçok ilim adamının düşüncelerini ve görüşlerini bulundurması hasebiyle problemlere tek taraflı bakış açısını yıkmaktadır.
Yukarıda da belirtildiği gibi bu meseleler hem fakihlerin hem etikçilerin hem de tabiplerin konuşacağı alanlar olmaları bakımından günümüzdeki ve ilerideki sorunların çözümü açısından özellikle Müslüman tıp fakültesi öğrencilerinin de mutlak surette okuması gereken önemli bir eserdir.